30 Kasım 2016 Çarşamba

Franz Kafka - Dönüşüm; Olay Örgüsü, Temalar, Sorunlar ve Çatışmalar

Olay Örgüsü - 1. Bölüm
- Gregor Samsa’nın bir böcek olarak uyanması.
- Yataktan çıkmak için çabalaması.
- Aile bireylerinin Gregor’u işe geç kaldığı için uyarması.
- Gregor ‘un işe gitmek için olan çabası.
- Samsa’nın yataktan çıkmak ve trene yetişmek için geliştirdiği yöntemler.
- Mağzanın yetkili temsilcisinin eve gelmesi.
- Gregor’un kendini yataktan atması.
- Babası ve temsilcinin Gregor’u odadan çıkarma çabaları.
- Kız kardeşin ağlamaya başlaması.
- Gregor’un mağaza temsilcisini gönderme çabaları.
- Gregor’un doğrulmaya çalışması.
- Annesinin Samsa’yı hasta sanıp doktor çağırtması.
- Babasının çilingir çağırtması.
- Gregor’un odadan çıkması.
- Ailesinin yaşadığı şok.
- Gregor’un temsilciyi iyi bir çalışan olduğuna dair ikna etme çabası.
- Mağaza temsilcisinin gitmek üzere kapıya yönelmesi.
- Gregor’un mağaza temsilcisinin yanına gitmek istemesi fakat yere düşmesi.
- Annesinin çığlık atmaya başlaması.
- Gregor’un yetkili temsilcisini yakalamaya çalışması fakat temsilcinin gitmesi.
- Babasının Gregor’u kovalamaya başlaması ve dövmeye çalışması.
- Gregor’un kapıya sıkışması.
- Babasının Gregor’u şiddetler itmesi ve Gregor’un kanayarak odaya düşmesi.
- Gregor’un sandalye yardımıyla kapıya ulaşması ve anaharı çevirmeye çalışması


Olay Örgüsü - 2. Bölüm
- Gregor’un ilk getirilen yemeği beğenmemesi
- Kardeşinin odaya girişi ve yeni yiyecekler getirmesi
- Kardeşinin Gregor’u görmesi
- Gregor’un duvarlara tırmanmaya başlaması
- Odadaki eşyaların yerlerinin değiştirilmesi
- Babasının Gregor'u kovalaması


Olay Örgüsü - 3. Bölüm
- Kiracıların yemek yemesi.
- Yemek yedikten sonra Grete’nin oturma odasında kiracılara, anne ve babasına keman çalması.
- Gregor’un keman sesini duyması üzerine koridora çıkması.
- Kiracıların Gregor’u görmesi üzerine Bay Samsa’nın kiracıları odasına iteklemesi.
- Sabah gündelikçi kadının Gregor’u ölü bulması.
- Bay Samsa’nın kiracıları evden göndermesi.
- Samsa ailesinin yolculuğa çıkması, işlerine bir gün ara verirler. Gregor’un ölmesi üzerine dinlenmek için bir güne ihtiyaçları olduğunu düşünürler.


Temalar 

- Yabancılaşma
Gregor’un değişiminin en önemli sonucu sevdiği yemeklerin değişmesi ya da işe gidememesi değil, Gregor ve etrafındakiler arasında koskoca bir mesafe oluşması. Değişimi sonucunda her zaman odasında kapı kapalı bir şekilde duruyor ve başkaları ile neredeyse hiçbir etkileşimde bulunmuyor. Kız kardeşi odasına geldiğinde bile koltuğun altına saklanıyor. Bu mesafenin oluşmasının en büyük nedenlerinden biri ise Gregor’un artık konuşamaması. Fakat öykü ilerledikçe Gregor’un dönüşümünden önce bile yabancı hissettiğini öğreniyoruz. Gregor bir gezen bir satıcı olarak hayatını gözden geçirirken sık yolculukları yüzünden kimseye pek bağlanamadığını ve insanlarla ilişkilerinin samimilikten uzak ve geçici olduğunu öğreniyoruz. Öyküde Gregor’un ailesi dışında yakın olduğu kimseden bahsedilmiyor. Belki de dönüşümü insan hayatında hissettiği yabancılığın bir uzantısı. 

- Hayatın Anlamsızlığı
Karakterlerin Gregor Samsa'nın böceğe dönüşmesine verdikleri tepkiler. Karakterler gayet sakin ve durumu sorgulamayan bir tavırdalar. Samsa ailesinin ilk yardımcısı hariç kimse pek de şaşırmıyor gibi. Hatta Gregor kendini bir böcek olarak bulduğunda aklına ilk gelen şey nasıl ise gideceği.Diğer karakterler bu dönüşüme garip ve iğrenç olarak bakıyor fakat kimse aşırı korkunç ya da imkansız olduğu düşüncesinde değil. Ailesi Gregor’u tedavi etmektense ona alışmaya çalışıyor. Kimseden yardım istemiyorlar çünkü hem utanıyorlar hem de Gregor’un yeni bedeninden iğreniyorlar. İkinci yardımcılarından da beklenen şaşırma tepkisini pek göremiyoruz.

- Beden ve Zihin Arasındaki Kopukluk
Gregor fiziksel olarak çok büyük bir değişime uğruyor fakat uyandığında zihinsel olarak hala insan. Öykü ilerledikçe bu psikolojinin de değiştiğini görebiliyoruz. İlk uyandığında aklına gelen ilk şey işe gitmek, ne kadar bedeni bunu imkansız kılsa da. Bu hala insan zihnine sahip olduğunun bir kanıtı. Günler geçtikçe Gregor yavaş yavaş daha çok bir böcek gibi, yani bedeniyle uyumlu bir şekilde davranmaya başlıyor.


Sorunlar / Çatışmalar

- Gregor Samsa’nın bedeni ve zihni arasındaki çatışma

"'Biraz daha uyusam ve tüm bu saçma sapan şeyleri unutsam, ne olur sanki,' diye düşündü, ne var ki bunu yapması kesinlikle mümkün değildi; çünkü sağ yanma dönük halde yatmaya alışıktı, ama içinde bulunduğu koşullarda kendini bu konuma getiremezdi. Sağ tarafına dönmek için ne kadar güç harcarsa harcasın, sürekli sırt üstü konumuna yuvarlanıyordu gerisin geriye. Bunu belki yüz kere denedi, debelenen bacaklarını görmemek için gözlerini kapadı ve ta ki daha önce hissetmediği, hafif, boğuk bir acı duyunca bıraktı uğraşmayı."


- Mağaza yetkilisi ve Gregor Samsa arasındaki çatışma

  “‘Bay Samsa,’ diye seslendi yetkili temsilci yüksek sesle, ‘neyiniz var? Kendinizi odanıza kapatmışsınız, sorulara sadece evet ya da hayırla yanıt veriyorsunuz, anne babanıza gereksiz yere ağır sıkıntılar veriyorsunuz ve -bunu da söylemiş olayım- işle ilgili yükümlülüklerinizi de hiç olmayacak şekilde ihmal ediyorsunuz. Ben anne babanız ve patronunuz adına konuşuyorum ve sizden ciddi olarak derhal anlaşılır bir açıklama rica ediyorum. Şaşırdım, gerçekten
şaşırdım. Sizi sakin, aklı başında bir insan olarak tanıdığımı sanıyordum, oysa şimdi birdenbire garip davranışlar içine girmeye başladınız.’”

“"Ama Sayın Yetkili Temsilci," diye seslendi Gregor yüksek sesle ve diğer her şeyi unutuverdi, "birazdan açacağım kapıyı işte. Küçük bir rahatsızlık, bir baş dönmesi ayağa kalkmama engel oldu. Şu anda hâlâ yataktayım. Ama şimdi gayet dincim yine. Hemen çıkıyorum yataktan. Birazcık daha sabır lütfen! Sandığım kadar iyi değilim henüz.”


- Gregor Samsa ve babasının hem fiziksel hemde zihnen çatışmaları

“Babası acımasızca sıkıştırıyor, tıpkı bir vahşi gibi kulak tırmalayıcı sesler çıkarıyordu. Gelgelelim Gregor'un geri geri yürümede hiçbir deneyimi yoktu, bu yüzden çok yavaş yürüyordu. Keşke önüne dönebilseydi, o zaman çoktan odasında olurdu, ama vakit alabilecek bu dönme hareketiyle babasının sabrını taşırmaktan korkuyordu; öte yandan, babasının elindeki sopanın her an için sırtına ya da kafasına ölümcül bir darbe indirmesi tehdidi altındaydı.”


- Gregor Samsa’nın zamanla çatışması

   "Bir sonraki tren yedideydi; ona yetişebilmek için deliler gibi acele etmesi gerekiyordu ve koleksiyonu da paketlen-memişti henüz, üstelik kendisini kesinlikle öyle diri ve hareketli de hissetmiyordu. Ayrıca, trene yetişse bile, patronunun gazabından kurtulamazdı; çünkü mağaza hizmetlisi beş treninde beklemiş ve onun yetişemediğini çoktan bildirmiş olmalıydı. "


- Gregor Samsa’nın toplumla çatışması

“Annesi, -yetkili temsilci eve gelmiş olduğu halde, saçları geceden bu yana hâlâ dağınık ve kabarıktı-önce babaya baktı ellerini kavuşturarak, ardından Gregor'a doğru iki adım attı ve çevresine yayılan eteklerinin tam ortasına çöküverdi, yüzüyse gözükmeyecek halde göğsüne gömüldü. Babası, Gregor'u odasına geri itmek istiyormuş-çasma düşmanca bir ifadeyle yumruğunu sıktı, ardından kararsızlık içinde oturma odasında etrafına bakındı, daha sonra elleriyle yüzünü örtüp heybetli göğsü sarsılacak biçimde hıçkıra hıçkıra ağladı.”

- Bayan Samsa ve ailenin çatışması: odaya girmek istemeleri


- Grete ve Bayan Samsa'nın çatışması: odadaki eşyaların değiştirilmesi


- Bay Samsa ve Gregor'un çatışması: kovalaması ve elma atması


- Bay ve Bayan Samsa'nın çatışması: annenin Gregor’u koruması


- Bay ve Bayan Samsa'nın Grete ile çatışması


- Gregor ve gündelikçi kadının çatışması


- Bay Samsa ve kiracıların çatışması


- Bay Samsa ve gündelikçi kadının çatışması


2 Mayıs 2015 Cumartesi


                                               Bir Yaz Gecesi Rüyası
   
       
         İngiliz tiyatrosunun başyapıtalarından biri olan William Shakespeare'in Bir Yaz Gecesi Rüyası, Aleksandar Popovski yönetmenliğinde yeniden İstanbul seyircisinin karşısındaydı. Yakından takip ettiğim Levent Üzümcü'yü de böylece ilk kez bir tiyatro oyununda izleme fırsatım oldu.



İlk 1594 ya da 1595'te sahnelendiği sanılmaktadır.William Shakespeare bu romanını aşk ve evlilik 
üzerine kurmuştur ve karışık olaylar üzerinden bu iki kavramın komikliğine vurgu yapmıştır. Bir romantik komedi romanından esinlenildiği için tiyatro türü seyirciye komedi olarak yansıtılmıştır.
Tiyatronun oyuncu kadrosu:
Theseus-Oberon: Levent Üzümcü
Hippolyta - Titania: Selin İşcan
Egeus: Gürol Güngör
Lysander: Özgün Akaçça
Demetrius: Onur Demircan
Hermia: Nurdan Kalınağa 
Helena: Canan Kübra Birinci
Peter Quince: Çağlar Yiğitoğullar 
Nick Bottom: Arda Aydın
Francis Flute: Onur Şirin
Snug: Dilay Taşkaya
R. Starvelling: Gürol Güngör
Tom Snout: Elyesa Çağlar Evkaya
Puck: Yavuz Şeker
Periler: Aslı Şahin, Gürkan Başbuğ, Hazal Uprak, Müslüm Köse


Sahnedeki dekor ve ışıklar çok iyi bir şekilde oyuna uyum sağlamış ve oyunun daha etkileyici ve göz alıcı olmasını sağlamıştır.Böylece konu, ortam ve ana tema daha kolay anlaşılır olmuştur. Kostümler karakterlerin kişiliklerine göre tasarlandığı için karakterlerin kim oldukları ve hangi olaylarla bağlantılı olduklarının anlaşılması çok daha açık olmuştur. 
Oyunun iletmek istediği ana mesaj aşkın ölümlü- ölümsüz hiçbir şekilde insanı ayrımadığı ve insanın hiç daha önce hissetmediği şeyleri hissetmesini sağlamasıdır. Bu hisler aynı zamanda kişinin davranışarına da yansımıştır ve hatta kişinin de kendi kendini tanıyamamasına neden olmuştur.
Ben Bir Yaz Gecesi Rüyası tiyatro oyununu çok beğendim çünkü, normalde tiyatro oyunlarının ilgimi çekmemesine rağmen oyunun aşk üzerine kurulu olması ve bu konunun komedi ile birleştirilmesi muazzam bir oyun ortaya çıkarmış, iyi kostüm ve sahne, dekor seçimleri olayların daha ilgi çekici olmasını sağlamış ve tabiki oyuncuların harika canlandırmaları oyunu mükemmel bir şekilde tamamlamıştır.

Oyunun Yazarını Tanıyalım

İngiliz oyun yazarı, şair William Shakespeare, 26 Nisan 1564'te Stratford-upon-Avon'da doğdu. 23 Nisan 1616'da aynı şehirde öldü. Shakespeare, kendi zamanının en güçlü oyun yazarlarından B. Johnson tarafından, "bir çağın değil, bütün zamanların adamı" olarak nitelendirildi; "gentleman"payesini edindi. Oyunlarında, Ortaçağ ve halk tiyatrosu özelliklerini taşıyan açık oyun biçimiyle Rönesans klasik burjuva özellikleri taşıyan kapalı oyun biçimi birlikte var oldu. Oyunlarının tragedya ve komedyanın birbirini tamamladığı özellikler taşıması, oyun dili olarak hem koşuk, hem düzyazı biçimini iç içe kullanması, yazarın çok yönlü ve zengin bir anlatımı gerçekleştirmesine olanak sağladı. Oyun kişilerinin karmaşık bireysel yapısı, gerek komedya gerekse tragedya yapısının çok boyutlu hale gelmesine, bu arada karakter komedyası ve karakter tragedyasının gelişmesine de yol açtı.
Shakespeare, ulusal bilinci yoğunlaştıran tarih oyunlarının yanı sıra, diğer oyunlarında da halk geleneğini Rönesans'ın evrensel değeriyle buluşturması ile yepyeni bir ulusal halk tiyatrosunu oluşturdu.



Kısaca Türk Tiyatrosu...
         Geleneksel tiyatro başlığı altında genellikle kukla, meddah, Karagöz, orta oyunu ve köy seyirlik oyunu gibi gösteri türleri yer alır. Şarkı, dans ve söz oyunlarına dayanan geleneksel tiyatro yazılı bir metne dayanmaz. Geleneksel tiyatroda güldürü öğesi ön plandadır. Genellikle sahnesiz bir tiyatrodur. Bunlardan seyirlik köy oyunlarının kökeni tarih öncesi bolluk törenlerine ve ilkel inançlara uzanır. Bunlarda Türkler'in Orta Asya'dan getirdikleri inançların izleri olduğu gibi, Anadolu'da daha önce yaşamış olan toplulukların kültürlerinin de katkısı vardır. Bu oyunların başlangıçta amaçları zamanla değişmiş olsa bile, Türk köylüsünün bu geleneği sürdürdüğü görülür.
Tanzimat'la birlikte batılı bir tiyatro anlayışını benimseyen Türk tiyatrosu, Cumhuriyet döneminde yurdun her yanında açılan halkevlerinde amatör tiyatro çalışmaları başlayıncaya ve Ankara'da 1940'ların sonunda devlet eliyle bir konservatuvar ve Devlet Tiyatrosu kuruluncaya kadar geçen sürede hemen hemen yalnız İstanbul'da bir gelişme alanı bulabilmiştir. Bu dönemde atılan adımlar ulusal bir tiyatronun kurulması doğrultusunda özgün yapıtların yazılmasını ve yerli bir duyarlılığın oluşmasını sağlayacak çabalardan çok, kendi toplum yapısına uymayan bir dünyanın tiyatro örneklerine öykünme gibi çelişik bir eğilimi yansıtır. Siyasal ve ekonomik baskılar sonunda batıya açılmaya karar veren  yenilikçi padişahların ve bu görüşü benimseyen okuryazar çevrenin Türkiye'ye batı tiyatrosunun girmesinde büyük payı vardır. İstanbul'daki yabancı elçiliklerin aracılığı ve batıya daha kolay yaklaşabilen azınlıkların da girişimiyle çeşitli sanat dallarında batılı biçimler denenmeye başlanmış, tiyatro da bir kurum olarak saray ve halk tarafından büyük ilgi görmeye başlamıştır. Sarayın desteği İstanbul'a gelen yabancı topluluklara gösterdiği ilgiyle kalmamış, Çırağan, Dolmabahçe ve Yıldız saraylarında tiyatro salonları yaptırılmıştır.